Buzağı Ölümleri Nasıl Engellenir
Süt işletmelerinin yaşadığı en önemli problemler incelendiğinde yaşanan buzağı ölümleri ilk sıralarda yer almaktadır. Örneğin; gelişmiş Avrupa ülkelerine bakıldığı zaman buzağı kayıplarının yaklaşık %1,4 – 9,5 arasında olduğu gözlenmektedir. Türkiye’de ise canlı doğan her 100 buzağıdan yaklaşık 15’inin öldüğü tahmin edilmektedir. Bu oran işletme ekonomisi için ciddi bir kayıptır. Bu nedenle, buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi ya da en düşük seviyeye çekilmesi zorunludur.
Araştırmalara göre, buzağı kayıplarının büyük çoğunluğu doğumu takiben ilk 1 saat içerisinde gerçekleşirken ölüm vakalarının yaklaşık %50’si genellikle ilk 6 hafta içerisinde yaşanmaktadır. Buzağı kayıplarının minimuma çekilmesi alınacak ve uygulanacak olan bir dizi tedbir ile mümkün olabilir.
Doğum öncesi ve doğum sonrası oluşan birçok negatif mikrobiyal ve çevresel faktörler buzağı ölümlerine neden olabilmektedir. Doğum öncesi buzağı kayıplarına bakıldığı zaman sağlıklı bir gebeliğin oluşması ve sürdürülmesi için anne adayının sağlıklı ve gebeliğe elverişli olması şarttır. Bunun için kondisyonu iyi olan, hastalıklardan ari damızlık ineklerin işletmede olması avantaj sağlayacaktır.
Ayrıca yapılan araştırmalarda buzağının canlı doğum ağırlı ve yaşama gücü üzerine gebelik döneminde beslemenin pozitif etkileri ortaya konulmuştur. Bu nedenle, gebelik süresince anne adayının uygun ve optimum düzeyde bakım ve besleme koşulları içerisinde gebeliği tamamlaması doğum öncesi ve sonrası buzağı ölümlerini azaltabilir.
Doğum sonrası buzağıya uygulanacak bir dizi uygulama ile yaşanabilecek buzağı kayıplarının azaltılması mümkün olabilir. Doğum gerçekleştikten hemen sonra yapılması gerekenleri birkaç madde içerisinde özetlemeye çalışalım;
-
Doğum gerçekleştikten hemen sonra doğum esnasına buzağının amniyon sıvısını yutması ihtimaline karşı buzağı arka ayaklarının tutulup başı aşağı yönde tutularak ağız ve burundan atılması sağlanmalıdır. Ayrıca buzağının burun ve ağız bölgesinin temizlenmesi solunumun daha rahat yapılmasını sağlar.
-
Yeni doğan buzağı kuru, temiz ve bol miktarda serilmiş altlık (saman gibi) malzemenin üzerine alınmalıdır. (Not: Altlık malzemesinin ıslanma ve çürüme durumuna göz önünde tutularak ortalama 1-2 haftada bir değiştirilmesi uygun olur.)
-
Olası mikrobiyal etkenlere karşı göbek kordonun bakımı doğum sonrası mümkün olan en kısa zaman içerisinde yapılmalıdır. Göbek kordonu seyreltilmiş tentürdiyodun içerisine daldırılarak iç ve dış kısmı iyice temizlenmelidir.
-
Doğumdan hemen sonra bir doz A vitamini ile 20 ml antiserum yapılması buzağının hastalıklara karşı direncini artırabilir.
-
Doğum sonrası mümkün olan en kısa süre içerisinde yeteri kadar kolostrumun (ağız sütü) yavruya verilmesi hayati derecede önemlidir. Çünkü buzağı bağışıklık sisteminin ilk 4-5 haftası kolostrum içerisinde bulunan immuno-globuliler ile mümkündür.
-
Doğumdan sonra buzağı ölümlerinin en önemli nedenlerinden biriside buzağı ishallerdir. Bu nedenle, doğumdan yaklaşık bir ay önce anne adaylarının ishale karşı aşılanması tavsiye edilir. Ayrıca, ishallerin önlenmesinde yeterli ve dengeli buzağı beslemesi ile buzağının bulunduğu çevrenin optimum koşulların sağlanması etkin rol oynar.
-
Buzağının biberonla beslenmesinde sütün akciğere kaçması sonucu oluşabilecek kayıpların önlenmesi için bakıcıların eğitilmesi ve doğru besleme tekniklerinin öğretilmesi önemlidir.
-
Buzağıların sütten yeme geçmesi kademeli bir şekilde olmalıdır. Buzağıların sindirim sistemi henüz ruminat havyalarının sindirim sistemi gibi olmadığından yaşanabilecek mide ve bağırsak hastalıklarının oluşmasına sebep olunabilir. Bu nedenle buzağıların süt dışında yemler ile beslen
mesine kaliteli kaba yemler ile kademeli olarak başlanması tavsiye edilir. -
Solunum sistemi hastalıklarına bağlı olarak yaşanan buzağı kayıplarının önüne geçmek için barınakların havadar olması etkin rol oynar. Bu nedenle barınaklar cereyan yapmayacak şekilde havalandırma sisteminin kurulması tavsiye edilir.
-
Buzağı sağlığı açısından salgın ve yaygın hastalıklara karşı gerekli aşı uygulamalarının aşı takvimine uygun olarak takip edilmesi bu hastalıkların oluşturacak kayıpları minimuma çekebilir.
Kaynaklar:
Zir. Yük. Müh. Yusuf Zengin – Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü
Kimya Müh. Hacı Murat Kızıloğlu – Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü
Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Ordu – Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü